Lighthouse performans skorunun neden önemli olduğunu ve kurumsal siteler için ideal eşik değerinin ne olması gerektiğini kapsamlıca öğrenin.
Lighthouse, Google tarafından geliştirilen ve web sitelerinin performans, erişilebilirlik, en iyi uygulamalar ve SEO açısından analiz edilmesini sağlayan bir araçtır. Ancak performans skoru, özellikle sayfa yüklenme hızı, kullanıcı deneyimi ve Core Web Vitals kriterleri açısından büyük bir öneme sahiptir. Peki, bu skorun neden bu kadar önemli olduğunu hiç düşündünüz mü? Cevabı basit: Kullanıcılar hızlı siteleri sever, Google da öyle.
Bir web sitesinin Lighthouse performans skoru, 0 ila 100 arasında değerlendirilir. 90 ve üzeri skorlar “iyi”, 50-89 arası “iyileştirilebilir” ve 49 ve altı “zayıf” olarak sınıflandırılır. Kurumsal bir web sitesinin bu skoru neden yüksek olmalı? Çünkü yüksek skorlar daha fazla kullanıcı memnuniyeti, daha iyi sıralama ve dönüşüm demektir. Kısacası, Lighthouse sadece bir skor değil, marka itibarı ve dijital varlığın temel göstergesidir.
Ayrıca, bu skor sadece teknik bir gösterge değil; kullanıcıların siteye dair ilk izlenimlerini de etkileyen bir faktördür. Siteniz yavaş açılıyorsa ya da görseller geç yükleniyorsa, kullanıcı siteyi terk eder. Bu da hemen çıkma oranını artırır ve SEO sıralamanızı olumsuz etkiler.
Kurumsal düzeyde faaliyet gösteren ajanslar ve markalar için Lighthouse performans eşiği en az 90 olmalıdır. Hedef, sadece yeşil renkli bir skor almak değil, aynı zamanda teknik olarak optimize edilmiş bir kullanıcı deneyimi sunmaktır. Bu bağlamda, skorun 90-100 aralığında tutulması, kurumsal saygınlık açısından da büyük önem taşır.
Peki bu değer nasıl belirlenmeli? Basit bir blog sitesi ile uluslararası e-ticaret platformunun aynı threshold değere sahip olması beklenemez. Ancak şu net bir gerçek: Kurumsal projelerde Lighthouse performans skoru bir lüks değil, zorunluluktur. Özellikle kamuya açık kurum siteleri, finans ve sağlık sektörü gibi güvene dayalı sektörlerde minimum 95+ skor hedeflenmelidir.
Threshold değeri belirlenirken sadece genel skor değil, First Contentful Paint (FCP), Largest Contentful Paint (LCP), Cumulative Layout Shift (CLS) gibi alt metrikler de dikkate alınmalıdır. Örneğin; FCP değeri 1.8 saniyeyi geçiyorsa, kullanıcıya ilk etkileşim geç geliyor demektir ve bu da düşük performansla eşdeğerdir.
Bir sitenin Lighthouse performans skorunu doğrudan etkileyen birçok faktör vardır. Bu faktörleri bilmek, threshold değerine ulaşmak için gerekli iyileştirmeleri anlamak adına kritik önemdedir.
Örneğin, sıkça karşılaşılan bir problem: Görsellerin webp formatında değil, klasik JPEG olarak yüklenmesi. Bu, sadece görsel boyutunu artırmakla kalmaz, aynı zamanda sayfanın tamamının yavaş yüklenmesine neden olur. İşte bu yüzden teknik detayları bilmek, threshold değerine ulaşmak için kritik bir adımdır.
İdeal Lighthouse threshold değerine ulaşmak için sadece analiz yapmak yeterli değildir. Aynı zamanda sürdürülebilir ve sistematik iyileştirmelere ihtiyaç vardır. Peki neler yapılmalı?
Bunların dışında otomasyon testleri ile düzenli olarak performans ölçümü yapılmalı ve CI/CD süreçlerine entegre edilmelidir. Peki siz bu iyileştirmelerin ne kadarını uyguluyorsunuz? Belki de şu an düşük skorlardan dolayı ciddi müşteri kaybı yaşıyorsunuz ama farkında bile değilsiniz.
Unutulmamalıdır ki; iyi bir skor, sadece Google için değil, gerçek kullanıcılar için de daha iyi bir deneyim anlamına gelir. Ve bu deneyim, dönüşüm oranlarını doğrudan etkiler.
Sonuç olarak, Lighthouse performans threshold’u kurumsal yapılar için en az 90 olmalıdır. Ancak bu bir başlangıçtır. Asıl önemli olan, bu değerin nasıl sürdürülebilir hale getirileceğidir.
Kurumsal siteler için performans sadece hızla ölçülemez. Kullanıcı memnuniyeti, erişilebilirlik ve SEO skorları gibi birçok faktör bu değerin bir parçasıdır. Geliştirici ekipler, pazarlama departmanları ve UX uzmanlarının birlikte çalışması bu değerin sürdürülebilirliğini sağlar.
Eğer dijital varlığınızın performansını gerçekten önemsiyorsanız, Lighthouse skorunuzu düzenli olarak analiz edin, iyileştirin ve hedeflerinizi daima yüksekte tutun. Unutmayın, bu sadece teknik bir mesele değil; markanızın dijital itibarıyla doğrudan ilişkilidir.